MHP Genel Lideri Devlet Bahçeli, partisinin seçim sonrası ilk küme toplantısında açıklamalarda bulundu.
Bahçeli, “İyi ki bir zamanlar aramızda olanların, nifak ve abartı üretmekten başka bir işe yaramamaları, davamız üzerinden at pazarlığı ve siyasi akrobasi yapmaya cüret etmeleri öncelikle kendi zaaflarından ve çürümüşlüklerindendir” dedi.
Bahçeli’nin açıklamalarından öne çıkanlar şöyle oldu:
TÜRKİYE SİYASİ KRİZ YILLARINI GERİDE BIRAKTI : Olumlu ve istisnai mesajlarla açılışı yapılan Meclis’in, vekillik yemini metnindeki yüce sözlerin gerçek anlamlarıyla temsil edildiği bir mekan olmasını temenni ederim. 3 Haziran 2023 tarihinde Cumhurbaşkanımızın yemin töreni gerçekleştirilmiş ve günün akşamı Cumhurbaşkanlığı Kabinesi’nin açıklanması ile seçimli demokratik süreç sona ermiştir. Dikkatinizi çekerim, 28 Mayıs 2023 tarihinde yapılan ikinci tip Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin altıncı gününde yeni Kabinenin göreve başlaması ülkemiz için önemli ve olağanüstü bir gelişmedir. Bu tablo, aynı zamanda kök salan siyasi istikrarın da somut bir yansımasıdır. Türkiye siyasi kriz yıllarını geride bıraktı. Asılsız çatışmalar, sert gerilimler ve gergin beklentiler artık raf ömrünün sonuna geldi. Kurulamayan, kurulsa da yürümeyen, yapılsa da tavırları, tutumları, güçleri tartışmalı olan koalisyon hükümetlerinden eser kalmamıştır. Bu nedenle Parlamenter Sisteme dönüş hayalleri yıkılmış, siyasi amaçları olanlara milletimiz prestij tanımamıştır. 14 Mayıs Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekilliği Genel Seçimlerini aynı anda referandum olarak gören ve gösteren partiler tarihin yanlış yerine konuşlanmış ve kaybetmişlerdir. Milletimiz her iki seçimde de Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemini onaylayarak tescillemiş ve parlak geleceğini bu sistem mimarisinde gördüğünü net bir şekilde ortaya koymuştur. Türkiye’nin önü açıldı, idari hayatımızdaki istikrar ve sistem kurumsallaştı. Rejim içinde oluşan siyasi iktidar yapısı meşruiyetini doğrudan doğruya inançlardan ve irade beyanından alır. Bu aşamada Cumhuriyet ile Cumhuriyet’in kucaklaşması, devletle milletin kaynaşması, insanla toplumun bütünleşmesi, geçmişle geleceğin eklemlenmesi yeni yönetim sistemiyle pekiştirilmiştir. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin ek ve düzenli avantajları siyasetimize ve demokrasi kültürümüze bir bahar havası getirdi. Yeni sistemde hükümet milletindir, millet hür ve egemendir. Parlamenter Sistemin aksamalara yol açan, su kaynatan, sorun yaratan, barış ve istikrarı köstekleyen, üstelik uzlaşma yerine kronikleşmiş anlaşmazlıkları tırmandıran sakıncaları tamamen ortadan kaldırılmış, Türkiye deyim yerindeyse tüm prangalarından kurtulmuştur. . Tarihsel, kültürel ve sosyolojik kodlarımıza uygun idari reformlarla Türk demokrasisi daha da olgunlaşmış ve bir üst lige sıçramıştır.
PARTİMİZ 50 MEP İLE TÜRK SİYASETİNİN ÖNEMLİ VE STRATEJİK AKTÖRÜ OLMUŞTUR: Konuşmamın bu aşamasında, kuşkusuz, özellikle 14 Mayıs öncesi partimize yönelik sistemli provokasyonlara ve düşmanlık tonu çok yüksek olan azgın kara kampanyalara değinmek ve sizlerin önünde tarihe not düşmek durumundayım. Milliyetçi Hareket Partisi toplam 5 milyon 484 bin 820 oyla yüzde 10,07 oyla, şer planları alt üst etti, şiddetli iftiraları yerle bir etti, kurnaz saldırı dalgasını kırdı. Partimiz 50 milletvekili ile Türk siyasetinde kilit ve stratejik bir aktör haline gelmiştir. Elde ettiğimiz bu sonuç başarıdır ve takdire şayandır. Elbette 14 Mayıs Genel Seçimlerini tüm boyutlarıyla inceleyip irdelemek ve özellikle Türkiye’de çok daha fazla milletvekili ve siyasi takviyeye ulaşmak için ne yapmamız gerektiğini denemek ve ele almak bir zarurettir. milletvekili alamadığımız seçim çevreleri. Biz de bunu yapıyor ve gerekli önlemleri almak için çalışıyoruz. Kendimizi sayamayacağımızdan, olduğumuzla yetinemeyeceğimizden, bu bize yeter diyemeyeceğimizden hiç şüpheniz olmasın. Her zaman ve her kural altında daha fazlasına talip olmalı ve bunun için insanüstü bir çaba sarf etmeliyiz. 14 Mayıs 2023 seçimleri öncesi heyecanla her türlü çabayı sarf ettik. Başarıya inandık, milletimize güvendik. 4 Eylül 2021 tarihi itibariyle adım adım 2023’e hazırlandık. Çok şükür Türk milleti bizi mahcup etmedi, yeminli Türkiye düşmanlarını güldürmedi. Dünya siyasetinde bunca komploya, bunca suçlamaya, bunca iftiraya, bunca haksızlığa maruz kaldıktan, oyun kurucuları pamuk gibi oyunun içine attıktan sonra ayakta kalabilecek ikinci bir partiden söz etmek asla mümkün olmayacaktır. . Milliyetçi Hareket Partisi bu özelliği ile ender bir siyaset okuludur.
Örsün Ortasına Sokulan Çekiçle Siyaset Yapılmaz: Türk milliyetçiliğinin entelektüel sermayesini yağmalayanların, talan edenlerin lanetlendiğini ve süpürülmeyi, dağıtılmayı hak ettiğini unutmayın. Bir iş; Hakikat, özellikle tedarikçiler, pazarlar, müşteriler, rakipler olmak üzere dışarıdan içeriye doğru tanımlanır. Siyasetin ve fikirlerin bütününün tanımı içten dışa hakikat olacaktır, yani merkezden çevreye yayılacak ve sonra çevreden merkeze doğru olan gerçeklik, çevrenin istek ve amaçlarıyla birleşecektir. ulus ve bir karar haline gelir. Rahmetli Ziya Gökalp’in söylediği buydu. Siyaset sadece oturulacak koltuk, kazanılacak makam, ulaşılacak makam arayışı değildir. Politika hiçbir şekilde bir fırsat alanı, şöhret ve servetin yenilenmesi için bir çıkar merkezi değildir. Siyaset, akıl, ahlak, inanç ve fikir hazinesine ulaşmış olanlar için anlamlı, pahalı, kalıcı, her zaman bir eylem ve erdem alanıdır. Çete mantığıyla, çelişkiler yumağıyla, çekiçle örsün ortasına saplanan çaresizlikle siyaset yapılamaz, insan onuru ileri sürülemez, milletin ve devletin bekası sağlanamaz. savundu Tarlalarda sırt üstü dolaşanlar, yağmur yağsa da ıslanmayanlar, yağmur yağsa da havayı etkilemeyenler için siyaset ve fikir uğraşı diye bir şey yoktur ve olmayacaktır. Bu kategoridekiler sadece cahil değil, sadece cahil, sadece manipülatif değil, aynı zamanda kalpsizdir. Milliyetçi Hareket Partisi’nin kalpsizlerle, hafif ve ağır çıkarlarının kölesi haline gelmiş siyasetçilerle ne bugün ne de gelecekte işi ve çıkarı olmayacaktır. Bir zamanlar aramızda bulunan, dizi ve ilahi yapımından başka bir şey yapamayanların, davamız üzerinden at pazarlığına ve siyasi akrobasi yapmaya cesaret etmeleri öncelikle kendi zayıflıkları ve yozlaşmalarıdır. Yunus’un dediği gibi yolumuz, istikametimiz başkadır, “Biz hep taze doğarız, kim bıkarsa bizden.”
Pyrus’un zaferi metaforuyla onları gölgelemeye çalışanlar…: Bize güvenen, inanan, bizi yarı yolda bırakmayan, ihtiyaç duymayan değerli vatandaşlarımıza, dava ve gönül insanlarımıza, teşkilatımızın tüm mensuplarına ve seçilmiş, seçilmemiş her milletvekili adayına canı gönülden teşekkür ediyorum. Baskı. Birlikte çok daha güçlü olduğumuzu özellikle hatırlatmayı görev sayıyorum. Kurt, dondurucu kışı atlattı, fırtınalara direndi ama yediği ayazı asla unutmadı, unutmayacak. Baharı getireceğim diyenlerin çatıları artık karla kaplı, ne Pensilvanya’da ne de Kandil’de güneş doğmadı. Direnerek kazanacağım diyenlerin yüreğine bir incir ağacı dikildi, rezil cephe süngüler indirdi. Birlikte kazanacağız diyenler sağa sola dağılıp dağılırken, CHP’ye yuvalanan siyasetin guguk kuşları seçimden sonra hızla taşıyıcı bedenlerine sırt çevirdiler. Pyrrhus Zaferi metaforuyla Cumhur İttifakı’nın başarısını gölgelemeye çalışanlar, çizgili pijamalarını giyip tırnaklarını yiyerek Türkiye’nin yükselişini izlemeye başladılar.
OYLARIMIZIN YÜZDE 2-3’ÜNÜ GÖSTERDİLER: Milletimizden aldığımız takviyelerle çetin, hain ve hain bir kuşatmayı yarıp geçtik. Boyalı medyanın kirli manşetlerini yendik. Ahlak dışı algı operasyonlarını geride bıraktık. Kiralama ekspertiz şirketlerinin kuyruğunu ezdik. Onlar tuzak kurdu, biz bozduk. Yıkıldı dediler, dik durduk. Oyumuzun yüzde 2-3’ünü gösterdiler; aldırmadık, hiç orada olmadık. Barajda kalacağız dediler, azgın ırmaklar gibi taştık, ocaklarda güller açtık, hilal olup karanlık gecede parladık. Bitti dediler, yeni bir güçle tekrar tekrar koşmaya başladık. Onlar bizi bilmezler ama mekruh ve melun niyeti olanların alınlarına yapıştırılan etiketlerin fiyatlarına kaç kuruş yazıldığını, ne kadar ucuz olduklarını çok iyi biliriz. Bizi görmezden geliyorlar ama biz birdenbire onların alaylarını görüyoruz ve yaklaşan hesap gününü dört gözle bekliyoruz. Biraz daha oyalansınlar, biraz daha avunsunlar, kendilerini kandırsınlar. Eninde sonunda Türk milletinin gücünü göreceklerine inanıyorum. MHP’siz bir meclis hayali kuranlar, Türksüz bir millet özlemi duyan bir avuç alçaktır.
LOBİ’NİN İSTEĞİ ONLARIN İÇ SORUNU : Dünyanın artık tek bir kutuptan ibaret olmadığı, kutup ülkelerinin farklı coğrafyalarda yeşerdiği, kümelenmelerin ve yonca tipi ittifakların yeşerdiği yeni bir insanlık çağındayız. Geçtiğimiz günlerde ABD Genelkurmay Başkanı da bu gerçeği kabul etti ve dile getirdi. Kabil’den Bağdat’a, Şam’dan Beyrut’a, Hartum’dan Trablus’a, Sana’a’dan Manila’ya, Bombay’dan Keşmir’e, Karaçi’den Kaşgar’a, Kırım’dan Kıbrıs’a, Kiev’den İstanbul’dan Priştine’ye bir karışıklık, kutuplaşma iklimi , kriz ve çatışma çevremizde hüküm sürüyor. İkinci Dünya Savaşı sonrası kurulan küresel düzen ve silah zoruyla dayatılan kurallar hiyerarşisi sorgulandıkça, huzursuzluğun kapsamı ve çevresi genişliyor, içinden çıkılmaz gerilimler artıyor. Ukrayna’nın 3. Dünya Savaşı’nın deneme alanı olduğu tezleri son zamanlarda aktif hale geldi. Yüksek hassasiyetli silahlar, hipersonik füzeler, özel harekât kuvvetleri, robotik sistemler, insansız kara, deniz ve hava araçları ya kalıcı bir barış nesli kurmaya hizmet edecek ya da korkunç bir sona hazırlayacaktır. Aslında insanlık bir gırtlak durumundadır.
Bundan sonra her alanda ve her seviyede kenetlenmeyi ve kucaklaşmayı sağlamalıyız. Türk milleti tek ses, tek kol, tek yürek olduktan, Türkiye tüm güzellikleri ve değerleri ile tek nefes olduktan sonra zulmün lideri, zilletin babası, şerlerin padişahı olursa, ancak yenilgi ve hüsran kalır. düşman gelir İnanıyorum ki vicdan sahibi hiçbirimiz bir daha uyanan ve yükselen devin rehavetine tamam demeyecek, haksızlığa ortak olmayacağız. Türkiye; Ekonomisiyle, siyasetiyle, diplomasisiyle, milli birlik ve kardeşlik ruhuyla, tarihi ve kültürel müktesebatıyla, çekişme yerine kucaklaşma konusundaki sarsılmaz azmi ile gelecek yüzyılı kendi lehine çevirebilecektir. Muhalefet partilerinin girdikleri tünelden ve içine düştükleri türbülanstan bir an önce çıkmalarını ve vakit kaybetmeden milli ve manevi siyaset ilkelerini benimsemelerini diliyorum. Ne yazık ki ülkemizin öncelikli sorun alanlarından biri de akılsız, temelsiz, kimliksiz, yönsüz, amaçsız, heyecansız, milli ve manevi değerlere sindirilemez muhalefettir. Bu anlayış demokrasimiz için de bir kambur ve yüktür. Muhalefet partilerinin kaynayan kazanı örtülmese de bu bizim sorunumuz değil. Birbirlerini yemeden, tüketmeden orta yolu bulmalarını tavsiye ederim. Lobilerin ateşlenmesi, lobilerin iştahı onların iç sıkıntısıdır.
TEKRAR İZLEDİM BAY. KILIÇDAROĞLU: Üzüntümüz, CHP Genel Başkanı’nın milletimizin mesajını hala algılayamaması, anlam ifade edememesidir. Bir televizyon kanalındaki “Kazanmadık ama ağır bir yenilgi de almadık” sözleri, köylülerimizi ve TRT’yi suçlayan, hor gören tarihi hatanın hala bilinç kaybı ve şoktan öteye gitmediğinin kanıtıdır. Köylülerimizi suçlamak, aşağılamak, aşağılamak büyük bir demokrasi, milli irade, insani bedel ve miras akınıdır ve failin bir an önce özür dilemesi gerekir. Bu utanç verici sözler milletimizi derinden yaralamış, aynı şekilde CHP’ye oy veren vatandaşlarımızı da şaşırtmıştır. Yüzü kavrulan, elleri nasırlanan, tarlalarında geçim mücadelesi veren, ağır ağır Anadolu’nun faziletli insanımızı, haklarından vazgeçmeden, gönüllerine girmeden hiçbir gayret elde edilemez. Kılıçdaroğlu Bey’i defalarca uyardım: “Arkadaşına güvenme, derine saman dolar” dedim. Doğruca kendi evine gitti, CHP üzerinden 40’a yakın milletvekili kaptı. CHP’den tesadüfen geçen herkese başkan yardımcısı sözü verildi. Bakın daha birkaç gün önce sel Ankara’yı aldı, siperler tıkandı, araçlar sular altında kaldı, vatandaşlarımız mağdur oldu, her yer göle döndü ama CHP il başkanı ortalıkta dolaşarak asıl görevini unutmuştu. meydan ve şehri terk etti. Tıpkı İstanbul Belediye Başkanı gibi emanete ihanet etti. Ankara’ya çivi çakılmadı, belediye hizmetleri uzun süre ara verdi. 14 Mayıs akşamı bu iki belediye başkanının lideri beşinci sınıf bir çadır tiyatrosunda gösteri yaparak kazandıklarını söylüyorlardı ama çok geçmeden sorumlu oldukları şehri kaybettiklerini herkes gördü ve anladı. Doluma geldiler prestij ve itibarlarını spot piyasaya düşürdüler. Kendini ifade edemeyen siyasetçi olmaz, adam olmaz. Yine Kılıçdaroğlu’nu Hz. Mevlana’nın sözleriyle uyardım ve dedim ki: “Kiminle gezdiğine, kiminle dost olduğuna dikkat et; çünkü bülbül çöpe götürür, karga çöpe götürür.” Samimiyetin en açık göstergesi, Sayın Kılıçdaroğlu ve diğer ortaklarının milletin davetine ve en azından yeni bir anayasaya olumlu ve olumlu yaklaşmalarıdır.
100 ELEMENT ANAYASA ÖNERİSİ METİNİMİZ DE HAZIRLANDI: Milliyetçi Hareket Partisi ve Cumhur İttifakı, geniş katılımlı, kapsayıcı, demokratik karakterli, milletimizin özlemini yansıtan, devlet ve millet istikrarını titizlikle tesis eden bir anayasanın getirilmesi için sorumluluğu üstlenmeye hazırdır. Bu kapsamda Cumhuriyetin 100. yılında 100 maddelik Anayasa teklif metnimiz hazırlanmıştır. Yeni yüzyılda 100 il ve 1000 ilçeden oluşan idari yapısıyla daha güçlü bir Türkiye’yi inşa etmemiz ve canlandırmamız mümkün. 18 Mart 2021 tarihinde gerçekleştirdiğimiz 13. Olağan Büyük Meclisimizde milletimle paylaştığım 5 stratejik hedeften biri de Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemini, daha doğrusu Türk Tipi Cumhurbaşkanlığı Modelini korumak ve Türkiye’ye hizmet etmektir. unsurları, kuralları ve kurumlarıyla yaşar. Diğer bir stratejik hedef olarak; Sivil, geniş katılımlı, herkesi kapsayan, yeni yönetim sisteminin ruhuna ve dokusuna uygun yeni bir anayasanın hazırlanmasını göstermiştim. Ben de “Milli Hareket Partisi bu kapsamda gerekli çalışmalarını sürdürüyor, Allah’ın izniyle önümüzdeki birkaç ay içinde hazırlıklarımız tamamlanacak” dedim. Hamdolsun Milliyetçi Hareket Partisi sık sık dile getirdiği yeni anayasa çalışmalarını 4 Mayıs 2021 tarihinde bitirerek metnin yazımını tamamladı. “Cumhuriyet’in 100. Yılında Yeni Anayasa’nın 100 Maddesi” teklif metnimiz müzakereye hazır. (HABER MERKEZİ)
