Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi Sözcüsü İdris Şahin, İnanılmaz Devlet’in (OHAL) ilanının ardından deprem bölgesinde başlayan seçim erteleme tartışmalarına ilişkin, “Anayasamıza göre Türkiye’de seçimlerin ertelenmesi mümkün değil. Mevcut durumu ne YSK, ne de Cumhurbaşkanı değiştiremez YSK Yargıtay’ın seçim tarihlerini değiştirme yetkisi olduğunu kabul etmek, YSK’nın Anayasa’dan, kanunlardan ve yasama organından, TBMM. O hem Cumhurbaşkanı’nın hem de YSK’nın üzerindedir” dedi.
İdris Şahin bugün DEVA Parti Genel Merkezi’nde yaptığı açıklamada gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Deprem bölgesinde olağanüstü hal ilanının ardından başlayan seçimlerin ertelenmesi tartışmalarına da değinen Şahin, şunları kaydetti:
“Anayasa ne derse, Seçim Kanunu ne derse seçim yapılır. Hukuk var. Hukuksuzluk on binlercemizi öldürdü. Kanun ne diyor? Yargılanması halinde seçim bir yıl ertelenebilir. Seçimler başka bir nedenle ertelenemez.
“ANAYASAL OLDUĞUNDA YSK’NIN VEYA HERHANGİ BİR YAPININ İRADESİNİN HİÇBİR HÜKÜMÜ YOKTUR”
Ne YSK erteleyebilir, ne de Cumhurbaşkanı erteleyebilir. YSK’nın seçim tarihlerini değiştirme yetkisine sahip olduğunun kabul edilmesi, YSK’nın Anayasa’dan, kanunlardan ve yasama organı olan Türkiye Büyük Millet Meclisi’nden üstün olduğu anlamına gelir. Anayasa yürürlükteyken, YSK’nın veya herhangi bir organın iradesinin hiçbir hükmü yoktur. Anayasamız hem Cumhurbaşkanı’nın hem de YSK’nın üzerindedir.
“KANUN 18 HAZİRAN SEÇİM İÇİN VERİLDİ”
Mevcut yasamıza göre seçim tarihi 18 Haziran. Yasa seçimin 18 Haziran olmasını emrediyor. Düne kadar iktidar partilerinin konuştuğu 14 Mayıs tarihi aslında bir dilekten başka bir şey değildi. Karar yoktu. Dolayısıyla maddelere göre değerlendirmeyi 18 Haziran üzerinden yapmayı uygun görüyoruz.
“CUMHURBAŞKANIMIZIN TALİMATLARIYLA NEDEN FELAKETİ DAHA AZ HASARLI AŞAMAZIZ”
Ülkemizi sarsan depremin sekizinci gününde umudumuzu yitirmiyor ve her saniye hayırlı bir haber için dua ediyoruz. Teşkilatımızla birlikte afet bölgesinde yapılması gereken her şeyi sonuna kadar yapmaya çalışıyoruz. Öte yandan aklımıza gelen ‘neden’ sorusunu da düşünmeden edemiyoruz. Sanki deprem öncesi gerekli önlemler alınmamış gibi. İktidar bağıran bilim insanlarını neden dinlemedi? Bir kişinin emriyle -yani tarihte- Sayın Cumhurbaşkanımızın talimatıyla bu felaketi neden daha az hasarla atlatamadık?
“ÜLKEMİZDE HER ŞEY NEDEN TALİMATLARA GÖRE ŞEKİLLENİYOR”
İstifa eden sadece bir kişi var ve o da arama kurtarma ekibinin başı. Bölgeye gelir gelmez istifa eder, ancak bürokratik aksaklıklar nedeniyle saatlerce gecikir. Neden bu koca milletin en başarılı evlatları devlet kurumlarında yetkili değil? Eyalette liyakat sahibi takımlar neden azınlıkta? Neden ülkemizde her şey bir kişinin talimatına göre şekilleniyor? Türkiye’de bir afet durumunda kimin ne yapacağı neden önceden bilinmiyor?
“DEPREM DOĞAL AFETDİR, YÜZYILIN AFETİ BU KÖTÜ YÖNETİMİN SORUMLUSU GÜÇTÜR”
İktidar mensupları enkaz altında kalan vatandaşlarımızın değil, enkaz altında kalan kendi prestijlerinin kurtarılmasının derdindedir. Deprem bir doğal afettir ve asrın felaketi de bu şerli yönetimin sorumlusu hükümettir.
